Anasayfa / Çalışma Alanlarımız / Lojistik Hukuku ve CMR Hukuku
Türkiye, birçok farklı ülkeyle ticaret yapmaktadır. Her ne kadar deniz ve havayolu çok yaygın bir biçimde kullanılsa da genellikle kara yolu ticaretinin daha yoğun bir biçimde yaşandığını ifade etmek lazım. Dış ticaret, ülkemizin lehine ve menfaatlerine uygun olarak yapılmalıdır. Bu noktada belli kural ve hükümler söz konusudur. Lojistik hukuku ve taşıma hukuku (Cmr Hukuku) bunları ifade etmek için düzenlenmiştir. Ortaya çıkan itilafların sonlandırılmasını sağlar.
Lojistik hukuku ve taşıma hukuku (Cmr Hukuku) çerçevesinde birden fazla tarafın olduğunu söylemek lazım. Bundan dolayı oluşturulmuş ve düzenlenmiş olan hukuk kuralları hem geniş hem de ayrıntılıdır. Ticaret yapan taraflar mevcuttur. Bunları gönderici ve alıcı olarak tanımlamak gerekiyor. Aynı zamanda aracılar da ticaretin bir parçası haline gelmiştir. Buna ek olarak komisyoncular, sigortacılar, gümrük işlemleriyle ilgilen firmalar tüm bu sürecin içinde dikkat çeker. Böyle geniş kapsamlı bir sektörde zaman zaman itilafların çıkması çok doğaldır.
Lojistik hukuku ve taşıma hukuku (Cmr Hukuku) noktasında CMR kavramının ne olduğunu bilmek gerekiyor. Bunun bir sözleşme olduğunu hemen belirtelim. İlk defa 1956 senesinde Cenevre'de gerçekleştirilen toplantıda gündeme gelmiş ve kabul edilmiştir. Karayolu üzerinden taşımacılık ve ticaret yapılması sırasında uyulması gereken kurallar bütünü olarak ifade edilir. Bir belge olarak da tanımlanır. Bunu almadan bir karayolu taşıtıyla mal taşımak söz konusu değildir. Günümüzde 45 ülke tarafından kabul edilmiştir. Türkiye ise 1955 senesinde bunu kabul etmiştir.
Lojistik hukuku ve taşıma hukuku (Cmr Hukuku) çerçevesinde ortaya çıkan dava konuları şöyledir;
Lojistik hukuku ve taşıma hukuku (Cmr Hukuku) ile alakalı olarak salt mahkeme süreci söz konusu değildir. Çünkü yapılacak olan ticaret öncesinde bazı belge ve sözleşmelerin de hazırlanması gerekmektedir. Böyle durumlarda bilgi sahibi olan avukattan gerekli olan destek hemen alınabilir. Çünkü sözleşmelerin hem ülkemizde hem de yabancı ülkede geçerli olması, oranın kanunlarına da uygun bir biçimde yazıya dökülmesi gerekmektedir.
Lojistik hukuku ve taşıma hukuku (Cmr Hukuku) konulu davalarda yetkilendirilmiş olan mahkemelerin asliye ticaret mahkemesi olduğunu görmekteyiz. Bu noktada başvuru işlemleri şahsen ya da bir avukat aracılığıyla yapılabilir. Davanın açılabilmesi için dilekçenin eksiksiz bir biçimde doldurulması gerekmektedir.
Bu tip davalarda avukatın olması, dava açan tarafa büyük bir avantaj getirir. Çünkü oldukça kompleks bir hukuk dalı olduğundan, çok sayıda hükme sahiptir. Bunların tümünü ancak avukat bilebilir. Konuya hakim olması, süreci olumlu bir şekilde sonlandırabilmektedir.